Sosyal Medya

Güncel

DEAŞ doktorasını Ebu Gureyb’de yaptı

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, kendisini ziyaret eden Batılıların, DEAŞ ile ilgili sorusuna, “Bunlar post doktoralarını Guantanamo’da, doktoralarını ise Ebu Gureyb’de yaptılar. Hocaları da sizden” diye cevap verdiğini söyledi.



Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Akit’e Hac ücretlerinin Euro’dan Dolar’a çevrilmesinden dolayı meydana gelen artış, genç neslin manevi eÄŸitimi, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı’nın çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu.

Görmez, “Hac bedellerindeki ayarlama” hakkında ÅŸunları söyledi:

- Üç sebebi var: Birincisi, bizim oradaki bütün harcamalarımızın dolar üzerinden yapılması. Ä°kincisi, büyük yıkımlar var, Kabe’nin etrafında neredeyse üç beÅŸ otel kaldı. Hakikaten oradaki fiyatların astronomik rakamlara ulaÅŸması… Üçüncüsü son fiyat içerisine biz yeni iyileÅŸtirmeleri koyduk. O eski sekiz on kiÅŸilik odalarda yatma iÅŸlerine son verdik. Geçen senelerde kurban parasını herkes kendisi veriyordu, o da dâhildir ona. Bütün bunlara raÄŸmen, Hac ibadetinin bu kadar pahalı olmasının bence akli, makul bir izahı yok. Hac mevsiminde bir tek taksiye binip bir yerden bir yere gitmenin fiyatı baÅŸka zamanlarda ödediÄŸinizin bazen yüz katı olabiliyor. Hakikaten fıkhi, ahlâki izahı yok.  Bilhassa Hac ibadetinde bize ev sahipliÄŸi yapan ülkenin yetkilileriyle çok daha fazla konuÅŸmak lâzım.

l Hac bedelinin Euro’dan dolara çevrilmesi? 

- Bakanlıklar Arası Hac Umre Kurulu var, bu kurulun içerisinde sekiz müsteÅŸar var. Böyle karar veriliyor. VatandaÅŸa yansıyan bu ücret artışından biz de rahatsızız. Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı bunu asla ticari bir ÅŸey olarak görmez. Bunu ibadet olarak görür. Ama bu ibadetin ticari boyutu var. Bu ticari boyutu da, piyasanın ÅŸartlarına göre ayarlanmak zorunda kalınıyor. BaÅŸka bir ülkede yaptığımız için harcamalar, yüzde 90, oranın ÅŸartlarına göre yapılıyor. BaÅŸka bir kurdan yapsaydık, hesabımızı yapacaktık, eÄŸer o parayla yapma imkânımız olmasaydı tekrar davet edecektik ve ek bir bedel talep etmek durumunda kalacaktık. Burada ticari bir gaye asla güdülmez. 

DÄ°JÄ°TAL GENÇLÄ°K!

l Gençlik meselesi… Ä°nternetin gençleri periÅŸan etmesi, popüler kültürün olumsuz etkileri, üniversite sınavlarından çıkan sonuçlar tartışılıyor… Ne diyeceksiniz?..

- DoÄŸrusu baÅŸta Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı olmak üzere, bütün milletimizin dini hayatına, ilim ve kültür hayatına hizmet eden kurumlarımızın bir özeleÅŸtiriye ihtiyacı var. Bizim topluma sunduÄŸumuz hizmetin ve bu hizmette kullandığımız dilin ve üslubun genç kuÅŸaklarla arasındaki büyük mesafeyi gördük ve 20 yıl geriden takip ettiÄŸimizi fark ettik. 20 yıllık bir boÅŸluÄŸu doldurmak için çok önemli projelere imza attık. Yaygın din eÄŸitimi, Kur’an kurslarımızdaki dini üslubu yeniledik, gençlere ve çocuklara yönelik yayınlarımızı gözden geçirdik, hem de cami içinde kullandığımız dilin gençlere hitap edip etmediÄŸini dikkate alarak yeni çalışmalar yaptık. Geçen sene neredeyse bir yıl boyunca ‘Cami ve Gençlik’ teması üzerinde durduk. Daha önce ‘Çocuk ve Cami’ teması üzerinde durmuÅŸtuk… Bilhassa çocuklara ve gençlere yönelik çalışmalarımızı yenilemeye çalışıyoruz. Åžöyle bir durumla karşı karşıyayız: Aralarında sadece bir yaÅŸ farkı olan çocuk ve gençler arasında neredeyse bir kuÅŸak farkı görülüyor. Hakikaten, tarihin hiçbir döneminde bu kadar hızlı bir deÄŸiÅŸim içerisine girilmemiÅŸtir. Ama buna raÄŸmen imam hatip liseleri daha doÄŸrusu öncelikle Kur’an öÄŸrenme yaşının önündeki engellerin ortadan kalkmış olması, yasakların ortadan kalkmış olması, gençlerin aynı ÅŸekilde gerek imam hatiplerde gerek diÄŸer müesseselerde pek çok imkana kavuÅŸmuÅŸ olması bir açıdan çok müspet geliÅŸmeler. Fakat yapılması gerekenle mukayese edildiÄŸi zaman alınması gereken çok büyük mesafeler var. Bir de dijital gençlik diye bir gençlik var. Dijital ortamlardaki, sanal ortamlardaki iyilikler, kötülüklerin önüne geçmiÅŸ deÄŸil. Sanal ortamlarda doÄŸru bilgi yanlış bilginin önüne geçebilmiÅŸ deÄŸil. KötülüÄŸü, yasaklarla tamamen ortadan kaldırmak mümkün deÄŸil. Ä°yiliÄŸi, fazileti her türlü kötülüÄŸün önüne geçirecek çalışmalara ihtiyaç var. Bunun için de hem yurtiçinde hem yurtdışında çalışmalarımız var. Yurtdışındaki gençlerimizi her türlü asimilasyondan uzak tutmak için çok önemli çalışmalarımız var. Diyanet Televizyonu inÅŸallah Ramazan ayından itibaren müstakil yayın faaliyetine baÅŸlamış olacak. Orada gençlerimiz için içeriÄŸi çok daha güçlü programlar hazırlamaya baÅŸladık. Büyük bir seferberlik içindeyiz. Ama hâlâ dilimiz, üslubumuz, yayınlarımız, bugünün genç kuÅŸaklarını kuÅŸatacak donanıma gelmiÅŸ deÄŸil.

l Üniversite sınavlarında baÅŸarı için…

- Bugün karşılaÅŸtığımız tablo topyekûn bir eÄŸitim, bilgi, kültür sorunumuzdur. Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı iÅŸin sadece “Din EÄŸitimi” boyutuna bakıyor ve bu konuda katkı sunmaya çalışıyor. Topyekûn bir eÄŸitim, kültür, ilim siyasetimizin gözden geçirilmesi gerektiÄŸini ifade etmek isterim. Ä°nsan yetiÅŸtirme düzenimizi oluÅŸturan müfredatlarımızın mutlaka gözden geçirilmesi gerektiÄŸini düÅŸünüyorum. Bugün verdiÄŸimiz eÄŸitim, size çok garip gelecek ama, Dini eÄŸitimin yöntemleri dahi bazen materyalist yöntemler olabiliyor. Din eÄŸitimi manevi bir eÄŸitimdir. Metot, daha pozitivist bir metot olabiliyor. Çünkü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi var, burada sadece bilgi yükleme söz konusudur. ZannedildiÄŸi gibi bir eÄŸitim yoktur. Zaman zaman bu eÄŸitimle din bilgisinin birleÅŸtirilmesi konusu iÅŸlendi ama mesafe alınamadı doÄŸrusu. Gençlerin bir saatlik bir cami ortamında, kubbenin altında, minberde, mihrapta aldıkları bir saatlik bir eÄŸitimin saatlerce bilgi yüklenmesinden çok daha faydalı olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Bizim camilerimizdeki yaz kurslarının bu açıdan çok önemli olduÄŸunu düÅŸünüyorum.  

l Sudan ziyaretinde bulundunuz… Ä°slam Dünyası açısından çok önemli bir ülke…

- Ben pek çok ülke ziyaret ettim, ama Sudan’da karşılaÅŸtığımız sevgiyi, muhabbeti çok daha yüksek buldum. Sudan’da çok acı bir ÅŸekilde, servetler üzerine kurulmuÅŸ bir Afrika Kıtası’nın hem kendi maddi deÄŸerlerinden hem de kendi manevi deÄŸerlerinden son iki asırdır nasıl zalimce yöntemlerle yoksun bırakıldığını müÅŸahede ediyorsunuz. Bilhassa Mısır ile Türkiye’nin, Ezher ile Diyanet’in iÅŸbirliÄŸi ile Ä°slam dünyasındaki ihtilafları ortadan kaldıracak, Müslüman Afrika çocuklarına ilmin yolunu açacak önemli projeler üzerinde durduk. Fakat üzülerek belirteyim Mısır’daki o kanlı askeri ihtilalden sonra iliÅŸkiler kesilince o projeler askıda kaldı. Biz Mısır için düÅŸündüÄŸümüz bu projeleri Sudan’a taşıyabilir miyiz diye bir araÅŸtırma yaptık ve Sudan’ın müsait olduÄŸunu gördük. Önce Sudan’a Ä°htisas merkezlerimize hocalar getirerek bilhassa yabancılara Arapça eÄŸitimi konusunda önemli mesafeler kat ettiklerini gördük. Öyle inanıyorum ki, burada Sudan ile birlikte kuracağımız müesseseler, Afrika’daki çocuklara hitap edecek. Bu son yıllarda Ä°slam dünyasını saran, terörü cihat zanneden ve Ä°slam’ın temel metinlerini farklı yorumlayan, Ä°slam’ın o medeniyet kuran yorumunu bir kenara bırakan yanlış akımların pek neÅŸv-ü nema bulmadığını gördük, zeminin çok müsait olduÄŸunu gördük.  Afrika’nın 40 noktasında Diyanet teÅŸkilatlandı. Ä°nsani yardımları götürmeye çalışıyoruz. Bir taraftan Afrika’dan Türkiye’ye çocuklar getiriyoruz...

ADAM KESENLER OXFORD Ä°NGÄ°LÄ°ZCESÄ° KONUÅžUYOR

l Ä°slamofobi vakası… Gittikçe yaygınlık kazanıyor biliyorsunuz...

- Ä°slamofobi artık hafif bir kelime olarak kaldı, bir korku ve psikolojik bir hastalık halini aldı. Biz Ä°slamofobiyi konuÅŸurken, fobi bir nefrete dönüÅŸtü, nefret düÅŸmanlığa dönüÅŸtü, düÅŸmanlık bir ayrımcılığa dönüÅŸtü. Bu ayrımcılık son zamanlarda yavaÅŸ yavaÅŸ ülkelerin politikalarına, siyasetlerine, mevzuatlarına dönüÅŸmeye baÅŸladı. Öncelikle bu tespiti yapmak zorundayız. Bunun tarihi sebepleri var, bir de küresel güçlerden kaynaklanan sebepleri var. Her ÅŸeyden önce ÅŸunu görmeliyiz; 11 Eylül olayları ile zaten potansiyel olarak var olan, taaa Haçlı Seferleri’nden itibaren klasik oryantalizm ile devam eden, romanlara hikâyelere sinmiÅŸ bir Ä°slamofobi daima var oldu. Batı mefkuresi “öteki” üzerine inÅŸa edilmiÅŸ bir mefkuredir, “öteki” bazen baÅŸka ÅŸeyler olur ama bilhassa komünizmin çöküÅŸüyle birlikte bu “öteki”nin Ä°slam olabileceÄŸi potansiyel olarak tespit edildi. 11 Eylül olaylarından sonra ırkçı ABD’de Stop Ä°slamization Of America diye bir örgüt kuruldu. “ABD’nin Ä°slamlaÅŸmasına hayır!” denildi, korkuyu oluÅŸturmak için böyle bir ÅŸeye ihtiyaç duyuldu. Sonra bu Avrupa’ya sıçradı, Avrupa’da Stop Ä°slamization of Europe Platformu kuruldu, bu adeta saÄŸ partileri teslim aldı. Daha sonra üçüncü bir adım atıldı, ABD’deki ile Avrupa’daki  müÅŸterek bir platform oluÅŸturarak Stop Ä°slamization of Nations -Milletlerin Ä°slamlaÅŸmasına Hayır- haline geldi. Bu küresel bir endüstriye dönüÅŸtü. Bunun gittikçe yükseldiÄŸini görüyoruz. Geçen bir batılı heyet geldi. Ben bir açıklama yapmıştım: “DEAÅž benzeri hareketlerin ortaya çıkışı cehalettir” demiÅŸtim. Çok hoÅŸlarına gitmiÅŸ. Ä°çlerinden biri dedi ki, ‘Bunlar hep cehaletten mi kaynaklanıyor!” Dedim ki, “Bunların hepsi tahsillidir, doktoralıdır. Doktoralarını Ebu Gureby’de yaptılar, hocaları da sizden!” dedim. “Adam kesenlerin hepsi Oxford Ä°ngilizcesi ile konuÅŸuyor!” dedim. Guantanamo’da zaten post doktora yaptılar!.. 

Yeni Akit

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.